Pazar, Kasım 26, 2006

NEREDEYSE BİR AY OLMUŞ...

Bugün baktım da, blog dünyasına gireli neredeyse bir ay olmuş. Ben de kendimle ilgili, yemek tutkumun geçmişiyle ilgili birşeyler yazmak istedim..

Daha 4-5 yaşlarındayken çekmeceleri kademeli açarak merdiven haline getirip, boyumun yetişmediği mutfak tezgahına uzanır annemin yemek yapışını izlerdim. O da ufak da olsa yemeklerine katkıda bulunmama izin verirdi. Bu, bazen yemekleri kendimce süsleme çabam olarak, bazen ilginç:) şekillerde hazırladığım kurabiyeler şeklinde sonuçlanırdı.

Sonra, ortaokulda, hergün eve geldiğimde bir laboratuvar haline getirdiğim mutfağımızda gelişti herşey…Önce sönmüş kekler, hamur olmuş makarnalarla evdekileri “acaba bu akşam neyle karşılaşacağız?” sorularına yönelttim belki. Ama her yeni deneme içimdeki yemek yapma aşkını daha da artırdı. Bu aşka neden anneannemden anneme, ondan da bana aktarılan genler belki de.

Bugün ise yemek yapmak hala benim en büyük zevklerimden. Yağlı boya tablolarımı oluştururken yaşadığım heyecanların benzerlerin yaşıyorum yemek yaparken. Zaten bence yemek pişirmek ve sunmak da başlıbaşına bir sanat. Resimde boyaları karıştırıp yeni bir renk elde ettiğimde hissettiğim mutluluğun benzerini, yemek yaparken farklı malzemelerle, apayrı tatlar elde ettiğim zaman hissediyorum.

Bu güne kadar çok günlüğüm oldu (fiziksel günlüklerim:)) . Yazmak hayatımın önemli bir parçası, çünkü bazen yazarken kendimi çok daha rahat ifade ettiğimi hissediyorum. Sonra bir gün blog olayını keşfettim ama kendime bir blog açmayı hiç düşünmemiştim o zamanlar. Ta ki bir gün, bir yemek tarifini internette arayıp da yemek bloglarının o faydalı, o renkli, o dost yüzünü görene kadar. Bir blogu ziyaretimde bir başkasını tanıdım, çok takip ettiklerim oldu, çok faydalandım, beynimdeki yemek sözlüğüne yüzlerce kelime ekledim. Yemek blogları arasındaki dostlukları farkettim; yüzlerini bile görmediğiniz insanlarla nasıl kapı komşunuzmuş gibi yardımlaşıldığını, dertlerin sevinçlerin nasıl da paylaşıldığını gördüm. Belki de en çok bu sıcaklığı sevdim.

İçten içe benim de bir blogum olsun derken bir yandan da hep erteliyordum bunu. Yoğun çalışma temposu arsında akşamları pestile dönmüş vaziyette bloguma zaman ayırabilir miyim, hem ayırsam becerebilir miyim, altından kalkabilir miyim gibi sorularım vardı kafamda.

Derken bir gün ne olduysa oldu; yüzmeyi öğrenmek için denize girmek gerekiyordu, öyle yaptım ben de:). Hemen bir blog ismi düşündüm, çok da düşünmedim aslında, benim için özel olan bir isim seçtim; KELEBEK. İsim seçimim ile ilgili ayrıntıları daha önceki postlardan birinde vermiştim.

Böylece evdeki günlük defterlerini bir kenara koyup güzel bir sanal günlük edindim ben de kendime. Günlüğüm daha çok yemekle ilgili olsun istedim (aslında sanatla ilgili, hayatla ilgili, şiirle ilgili, mühendislikle ilgili, kendi yazdığım yazıların-şiirlerin bulunduğu birçok blogum olsun isterdim ama şimdilik ancak birine yetişebiliyorum:)). Hem, görüp etkilendiğim yemek blogları, hem de kendi yaptığım yemeklerin tariflerini, hikayelerini paylaşma isteği, bu kararı verdirdi bana.

Blogumun bir yemek blogu olması yanında benim hayatımla ilgili birçok yazılar oluyor/olacak içinde. Zamanla, sevdiğim yazarlar, okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler, izlediğim filmler.. gibi pekçok konuyu da blogumu okuyacak insanlarla paylaşmak istiyorum. Çünkü ben de bilmediğim, dikkatimi çekmemiş birçok konuyu bloglardan öğrenebiliyorum. Kısaca açılarını genişleterek sürdüreceğim yazılarımı. Tabi öncelik yemek tariflerinde olacak; mutfakta yaptığım deneyleri:) paylaşmak istiyorum.

Tabi belirtmek istediğim bir konu da blogumu kurduğumdan beri tanıştığım, yazıştığım, bloglarını ziyaret ettiğim, benim blogumu ziyarete gelen güzel insanlar...Şu kısa zaman zarfında bile çok içten kişiler tanıdım. Sorular sordum, cevapladılar; birçok güzel yorumlar yazdılar, bana yön göstermek için önerilerde bulundular. Kısacası yüzyüze görüşmesek bile bir şekilde dost sıcaklıklarını hissettirdiler. İşte, sanırım blog olayının en sevdiğim yanı bu.

Ve ben de bir kez daha bu yazımda HOŞBULDUK demek istiyorum. Gerçekten çok hoş buldum; siz dostlarım arasındaki güzel paylaşımları ve dostlukları..

İYİ Kİ GELMİŞİM ARANIZA:)......

Etiketler:

8 Comments:

At 26 Kasım 2006 10:38, Blogger umran said...

bende yeni bloglar alemine girmis biri olarak yaklasik 3 aylik zamanda guzel dostluklar kurup duygularimizi paylastigimiz bu bloglar dunyasina hos geldin diyorum.....

 
At 26 Kasım 2006 10:50, Blogger butterfly said...

Teşekkürler Umrancım. Siteni gezdim, çok güzel bir blog olmuş, ellerine sağlık.
Sevgiler:)

 
At 26 Kasım 2006 22:05, Anonymous Adsız said...

evet hoşgeldin butterfly,kelebekler gibi özgür ve mutlu olmanı diliyorum,sahi kelebekler mutlumudur ki?

 
At 27 Kasım 2006 00:09, Blogger butterfly said...

Sevgili Süheyla, güzel ve anlamlı dileklerin için yürekten teşekkür ederim:).
Kelebekler mutlu mudur?..Mutlular bence, uçuşları hep sevinçli gelmiştir bana, ama bir o kadar da kırılgan...
Sevgiler:)

 
At 28 Kasım 2006 00:28, Blogger ZUHAL YALÇIN'IN KARNAVALI said...

Merhaba butterfly'cığıııım,
Sıcacık bir yazı olmuş ellerine gönlüne sağlık ne güzel dile getirmişsin hamur gibi yoğrulan yıllarını;))Kocaman gönül dolusu tekrar tekrar HOŞGELDİİİN;))İyi ki geldin bizde aramızda olmandan çok keyif alıyoruz;))
HEP SEVGİYLE KAL...

 
At 28 Kasım 2006 09:07, Blogger butterfly said...

Merhabalar Zuhalcim,
Ne güzel şeyler yazmışsın çok teşekkür ederim. Yazılarıma yansıyan sıcaklık, siz arkadaşlarımdan aldığım sıcaklığın bir yansıması:)..
Sizlerle olduğum için çok mutluyum, daha nice zamanlar hep beraber olmak dileğiyle...
Sevgiler..
aslı

 
At 28 Kasım 2006 10:14, Blogger kuzine said...

Tekrar hoşgeldin iyi ki geldin aramıza, Sevgiler :)

 
At 28 Kasım 2006 10:18, Blogger butterfly said...

Kuzinecim çok teşekkür ederim:). İyi ki gelmişim aranıza.
Sevgiler..

 

Yorum Gönder

<< Home